23 Şubat, 2011

LaLiM, MeLaLiM, AHVaLiM…

Çile gâh ömrüme sen’sizliği yerleştiren demlerden geliyorum. 
Örtümün altında kalmış duygularımı,
boydan boya sulara bırakıyorum şimdi.
Hava so
ğuk, ellerim buz kesti her sen çarpışında…

Çektim kalemi zülfü yardan… 
Değdirme; karalığına bezenmesin gözlerim!
Aşk-ı mecruhum, dayanamam… 
Arzım hal’e ulaşmaz, şeceresi kalır yokuşlarda…
Meftunum sana ey kalbimin iştiyakı! 
Çilesi ömrüme hediyedir sefil sokakların… 
Dokunursan düşecek bir nefeslik ömür sermayemden… 
Melek suretinde görünme, çığlıklarım sarsar alemi!
 Besleme çocuk cılızlığında bir hayat sunardın önce… 
Bir esame uzantısında kalan şuh vaadinde serildim kapı eşiğine…
Dinledim, sustum aşk dehlizinde… 
Membaı oldum sözlerinin…
Sükuta yeltenen her hamlemi boşa çıkardın…

Na’zar eyleme yar! Lal’im sana… Destursuz girmedim gönlüne… Siyah perdelerden
geçirdi beni hayallerin ama küsmedim… Körüm ben ey! sen aldırmazsan kaleleri
yıkılacak kentimin… 

Zaman korkulu bakışlarını çeksene üzerimden! 
Bakma bana öyle yar’sız yar’sız… 
Zaman’da bir dirhem O yoksa ...ne faydam kalır şu yalanı kendinden dörde katlanmış dünyaya…
Ah yar!n’olur zekatını ödesen bu aşk’ın! Bak
günaha giriyorum, daha fazla sevemiyorum seni…

Utanıyorum… Haya perdesi kat kat dolanıyor kirpiklerime… 
Nazar eyleme yar! ağlamaktan a’ma oldu sözlerim…
Hangi yana bakmasam yoksun… 
Ölüm sarar mı beni hey! sen’sizölümü haram etmişler,
kolay mı böyle hiç yoktan ölmek? 
Medcezirdir  bu aşkın mevsimi! 
yaşayamasam ne çıkar ki sen’den? ne eksilir, ne düşer ki
yoksullu
ğuna? Ben bir adım sen’de, sen bin adım ötemde… Özrü
kabahatinden büyük kaçı
şların varken hangi yalanına inandıracaksın söyle!



Dur yar, dur! Bana na’zar eyleme! 
Lal’im görmez misin? Tutulur dilim, kesilir nefesim…
Çirkin bir siluete bürünürüm, geçmişim yaşlanır,
kamburu çıkar duygularımın…

Duraklar bana ihanetinin temsili kayıp ilanlarınla hücre olur… 
Her otobüs gardiyan suretinde geçer içimden, ezer tüm sen’li
yanlarımı… Ah etmem yar ama sen n’olur nazar etme bana! Bakamıyorum ardına… Kalamıyorum
uçsuz bucaksız so
ğukluğunda… 

Donduruyorsun!
Aşk’ının erdeminde sular kaynarsa durma!
Deva’m sen olsan da meyletmem şifana… 
Bu dava düşsün,kırılsın kalemi bela’mın! 
doksan dokuz tesbih sabrıdır sana çekilen figanım… 
Cehdime ihanet etmem canımın üzerine kayalar koyulsa da…
Bir Bilal sükutu dolar felcinden oyuklaşan dilime… 
Susarım kesik kesik yar! selamın başım üstünden geçsin… 
Bakılası bir yüz bırakmadın sen bana…
Melalim n’olur közümü körükleme! yakışmaz bana
adımlarının vuraca
ğı topraklara kuyular büyütmek… 

istemem Yusuf kadar cihanda güzelliğinin duyulmasını.
yüz görümlüğümü iç cebinden çıkarana kadar Züleyha güzelliğim yok! Sevdana bereket olsun amma sakın hicabına düşürme gözlerimi!
Ey kıblesine aşk düşürdüğüm sevda sözcüğüm! 
Kerem eyle,demlensin içimde mahzun suretin…
Çelik duvarlar büyütme, yok takatim! cüssem
bu kalıplara küçük gelir, n’olur zorla sı
ğdırma
yoksullu
ğuna! uzansam yetmez kollarım… 

Damarlarım çekilir, kısalır kemiklerim… 
Gölgem bile kalmaz kaldırımlarda…
Haziran’da dolanırken hayallerimi eylül’e çevirme yar!
hissiyatım bir elif miktarında… 
Değerse diline gerisi yok! çekersin içine ve yıkılır bütün kapılarım…
Lütfuna duçar olacak dua mahiyetiyle sana bu seslenişim… 
Aczi yetimden emr’olunduğu gibi dosdoğru
varmaktı huzur’a canım. Hizaya gelmeyen bütün ta
şkınlıklarıma
çekildi ah’larım… Tövbeler olsun ki senin adını bir kez olsun gö
ğümden almadım. Ekmek buğusu kokusunda tefekkür eyledi gönlüm Yaradan’a…

Na’zar eyleme yar, lal’im sana! Yar mısın yoksa yaralayan mısın? Hasretim
yetmeyecek ömrüme bilirim… Sen böyle uzaktan baktıkça vuslat da karşılamayacak bu bekleyişi… 

Zemzem tadı mübarekliğinde düştün avuçlarıma ama doyurmadın say koşuşlarına…
Vah benim çile gah bedevi yalnızlığım! Tükendin de bitmedin…
Saatim ertelenmiş yaşanmamışlıkları zihnimden alaşağı ederken, kavrulmuş
harflerimin dü
şeceği satırlara zifiri karanlığını mühürlüyor. Damla damla yaşlar hücum edip talan ediyor gönül vadilerimi. Ah
yar! hiçli
ğimi vurma, kanıyorum… Sırtımdaki izleri doldurmayacak
kara topraklar bile; öylesi derin… 

Usandırma n’olur! Gel, gel de düşür aşkını tahtımdan…


Na’zar eyleme yar!
Lal’im…
Ahvalim mecalsiz…
Külliyen yalan olsun a
şk’sız geçtiğim her gün!
Sen Na’zar eyleme de A
şk konsun benim adım!

Hiç yorum yok: