07 Şubat, 2011

Sen hiç piyon oldun mu?



Sen hiç piyon oldun mu? Piyon oldun da, bir kale, bir fil, bir at için feda edildin mi?

Iki kare ilerleyerek “hizli” basladigin maçi, teker teker ilerleyerek tamamladin mi?

Önündekine karsi boynun egik oldugu halde, sag ve sol çaprazlarindakine kollarini uzatip gözünü kirpmadan yedin mi?

Sen hiç piyon oldun mu? Piyon olup da, “Bak karsiya geçersen, vezir olursun” diye, her seye razi oldun mu?

Tüm riskleri atlatip, hiçbir tasa feda edilmeden, karsiya geçerek “vezir” oldun mu?

Vezir olur olmaz, rakip taslardan biri tarafindan yenilip “rezil” oldun mu?

Vezir olunca, basin göge erdi mi? “Ne oldum delisi” oldun mu? “Ben neymisim be abi” diye küçük tepelere magrur gözlerle baktin mi?

Vezir oldun olmasina da, senin vezirliginden sonra kaç tas kaldi, yiyecegin? Bombos bir satranç tahtasinda mi sürdü vezirligin? Vezir olduguna degdi mi?

Vezir olunca, diger piyon arkadaslarini unuttun mu? Bir zamanlar senin de piyon oldugun aklinin bir kösesinde daima kaldi mi? Onlara karsi kalbinde bir vefa duygusu bulundu mu?

Vezir mezir olmasan da, piyon halinle sah çektin mi? Sah çekip de mat ettin mi hiç? Mat etmesen de, takimini saha kaldirdigin için takimindan bir aferin aldin mi?

Sen onlari korusan da, sen zor duruma düsünce diger taslar seni korudu mu? Senin için kendilerini feda ettiler mi? Hiçbir ise yaramayacak bir karede dursan da, yanina gelip sirtini sivazladilar mi?

Sen hiç piyon oldun mu? Piyon olup da, kendi arkadaslarinin önünü tikadin mi? Senin yüzünden koca bir takim maglûp oldu mu? Maglûp olmasinlar diye, seni rakibe çig çig yedirdiler mi?

Sen hiç piyon oldun mu? Hiçbir at üstünden atladi mi? Önündeki kalenin gazabina ugradin mi? Uzaktaki bir filden korktun mu?

Sen hiç, bir piyon olup da, rakibin piyonuna karsilik feda edildin mi?

Maçi tahtanin üzerinden oyuncu olarak degil, maçin disindan seyirci olarak izlemek zorunda kaldin mi?

Terleyen bir elin parmaklari arasinda, kararsizligin sicakligini yasadin mi?

Sen hiç piyon oldun mu?
Bir piyon, hiç sen oldu mu?../murat çetin

1 yorum:

HAKAN NERGİZ dedi ki...

satrançla çok ilgili biriyim çok güzel bir şey yazmışsın çok hoş olmuş gerçekten hayata da böyle bakmalı insan. daha çok kişiye ulaştırabilme (!) adına alıntı yapabilir miyim acaba