06 Mart, 2011

herkesin aşkı kendine


Herkesin aşkı kendine ve kendinde, 
çünkü;“Her aşk bulunduğu kalbin şeklini alır.”
Aşıkan- meşhur’u tanıyacağız ama yolu kendimiz “inşa” edeceğiz. O zirveleri göreceğiz ama aşmayı denemeyeceğiz. O yollar onlar için. Onların yolunda bizim için “gark olma” tehlikesi var; çünkü, onlar “tek seferlik” gemileri yaktılar. Ama bizim için yeni yollar var.
Aşk BİR; ama, yollar kalpler adedince

Aşkta bir kader. Her aşığında bir kaderi var. Bir iradesi var… İrade yoksa aşkın ne kıymeti var. Kölelerin aşkı makbul olur mu? İllaki irade beyan edeceğiz; “ Aşk yazılmamış olsa bile adımın üzerine/Adımı aşkın üzerine kendim yazarım.”

Madem ki ümidimiz var, mademki talep ediyoruz…öyleyse aşkın kıblesine, aşkın ve imanın evine yöneleceğiz …kalbe döneceğiz…’raz-ı ka’be’nin Rabbine arz edeceğiz.’
Bir elif gibi… başı dik ve onurlu, ama mahcup ve usulca.. ama coşarak ve taşarak… ama yanarak…ama kül olarak; ama illaki TALİP olarak; “Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim Af dilemeye geldim affa layık olmasam da Sevgili En sevgili Ey sevgili…”

Evet  “Aşık mürid, aşk murat etmek”
Yeter ki murad edelim.Aşk yüce, ama uzak değil.

‘Aşk…
biraz daha aşk…’

Hiç yorum yok: